23 Nisan Bir Bayramdan Daha Fazlası
23 Nisan ve Türkiye’de Egemenlik Hakkı: Geçmişten Günümüze Ulusal Egemenliğin Evrimi
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel dayanaklarından biri olan ulusal egemenlik, halkın kendi
iradesiyle yönetilmesi anlamına gelir. Bu kavram, tarihin çeşitli dönemlerinde farklı
şekillerde karşımıza çıkmış ve özellikle 20. yüzyılda büyük değişimler geçirmiştir. 23 Nisan
1920, Türkiye’de egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ilan eden en önemli
tarihlerin başında gelmektedir.
Her yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutladığımız bu özel gün,
sadece çocuklara armağan edilmiş bir bayram olmanın ötesinde, halkın iradesini esas alan bir
yönetim biçimine geçişin sembolü olarak büyük bir anlam taşır. Peki, 23 Nisan ve egemenlik
kavramı Türkiye için neden bu kadar önemlidir?
Bu yazıda, egemenlik hakkının tarihsel kökenlerinden hukuki boyutuna, demokratik süreçler
üzerindeki etkisinden günümüzdeki yansımalarına kadar birçok önemli noktayı detaylı bir
şekilde ele alacağız.
Orta Çağ Avrupa’sında ve Osmanlı İmparatorluğu’nda egemenlik, padişah veya kral gibi tek
bir hükümdarın elindeydi. Halkın yönetime katılımı yok denecek kadar azdı ve yönetim,
hükümdarın yetkilerine dayalı bir sistemle yürütülüyordu. 18. yüzyılda Aydınlanma Çağı ile
birlikte egemenlik kavramı yeniden şekillendi. Jean-Jacques Rousseau, Montesquieu ve John
Locke gibi düşünürler, halkın yönetimde söz sahibi olması gerektiğini savunarak halk
egemenliği ilkesini ortaya koydular. 19. ve 20. yüzyılda dünya çapında yayılan demokratik
yönetim anlayışı, halkın yönetime katılmasını temel ilke haline getirdi. Türkiye’de bu
değişimin somutlaşması, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin
açılmasıyla gerçekleşmiştir.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, özellikle Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması
gibi olaylar, ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini büyük ölçüde tehdit ediyordu.
İstanbul’un işgal edilmesi, halkın yönetime olan güvenini sarsmış ve Mustafa Kemal Atatürk
liderliğinde halkın kendi geleceğini belirlemesi gerektiği fikrini güçlendirmiştir. 23 Nisan
1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, egemenliğin halkın iradesine bırakıldığı
en önemli adım olarak tarihe geçmiştir. Bu tarihten itibaren egemenlik padişahtan alınıp
doğrudan millete devredilmiş, yasama ve yürütme yetkileri milletin seçtiği temsilcilerden
oluşan TBMM’ye geçmiş, Milli Mücadele halkın iradesini temsil eden bir organ tarafından
yönetilmeye başlanmıştır. TBMM’nin açılmasıyla birlikte Osmanlı monarşisine dayalı
yönetim tamamen sona ermiş ve halk egemenliğine dayalı yeni bir yönetim anlayışı
benimsenmiştir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanına giden sürecin en kritik aşamalarından
biri olmuştur.
Günümüzde Türkiye’de egemenlik hakkı, 1982 Anayasası’nın 6. maddesinde açıkça
belirtilmiştir. “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın
koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır.” Bu madde, halkın doğrudan veya
dolaylı yollarla devlet yönetimine katılmasını garanti eder. Yasama yetkisi TBMM’ye,
yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’na, yargı yetkisi ise bağımsız
mahkemelere aittir. Bunun yanı sıra, 23 Nisan’ın ulusal egemenlik açısından taşıdığı önem,
Anayasa’nın 101, 104 ve 108. maddeleri ile de güvence altına alınmıştır. Bu maddeler, halkın
seçtiği temsilciler aracılığıyla devlet yönetimine katılmasını ve demokrasinin işlemesini
sağlar.
23 Nisan sadece bir geçmiş hatırası değildir; günümüz Türkiye’sinde demokratik sistemin
temellerini oluşturan bir mihenk taşıdır. Bugün birçok anayasal hak ve özgürlük, 23 Nisan
1920’de atılan adımlar sayesinde güvence altına alınmıştır. Demokrasi açısından 23 Nisan’ın
getirdiği en önemli kazanımlar halkın seçme ve seçilme hakkının tanınması, çok partili
sisteme geçişin sağlanması ve temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıdır.
TBMM’nin açılması, halkın kendi yöneticilerini seçme hakkını doğrudan tanımış, zaman
içinde Türkiye’de çok partili demokrasiye geçişin önü açılmış, basın özgürlüğü, ifade
özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler halkın egemenliğini kullanmasını sağlayan
önemli unsurlar haline gelmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan’ı yalnızca egemenlik günü olarak değil, aynı zamanda
geleceğin teminatı olan çocuklara adanmış bir bayram olarak ilan etmiştir. “Egemenlik
verilmez, alınır” ilkesi doğrultusunda, Atatürk bu bayramı çocuklara armağan ederek gelecek
nesillerin de bu mirası korumasını istemiştir. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı, dünyada çocuklara adanmış tek bayramdır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğe
dair en büyük umudunun çocuklar olduğunu simgeler. Bu bağlamda çocukların iyi bir eğitim
alması, bilinçli bireyler olarak yetişmesi ve demokratik değerlere sahip çıkması, egemenliğin
sürekli olarak korunmasını sağlar. Devlet yönetiminde halkın söz sahibi olması, demokratik
sürecin sürdürülebilirliği için hayati öneme sahiptir. Gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye
bırakmak, egemenliğin sadece bir anayasa maddesi olarak değil, yaşayan bir ilke olarak
devam etmesini sağlayacaktır.
23 Nisan 1920, Türkiye’de egemenlik anlayışının değiştiği, halkın yönetimde söz sahibi
olduğu ve milli iradenin devletin temel ilkesi haline geldiği bir dönüm noktasıdır. Bu tarih,
sadece geçmişe ait bir anı değil, demokrasinin ve halk egemenliğinin yaşatılması gereken bir
sorumluluktur.
Günümüzde 23 Nisan’ı kutlamak, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda demokratik
değerlere, hukukun üstünlüğüne ve halkın iradesine duyulan saygının bir göstergesidir.
Egemenliğin korunması ve daha ileriye taşınması, her bireyin sorumluluğudur ve
geleceğimizin teminatıdır.
Kaynakça:
1.Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk Eseri (1927)
Atatürk’ün TBMM’nin açılışı ve halk egemenliği konusunda yaptığı konuşmalar.
“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesi.
- Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Resmi Web Sitesi
TBMM’nin açılış süreci, tarihsel gelişimi ve egemenlik anlayışı hakkında bilgiler.
https://www.tbmm.gov.tr - Anayasa Hukuku Kaynakları
Gözler, Kemal (2020). “Anayasa Hukuku” – Egemenlik kavramının hukuki çerçevesi.
Özbudun, Ergun (2016). “Türk Anayasa Hukuku” – Türkiye’de egemenlik hakkının anayasal
gelişimi.
4.Tarih ve Hukuk Alanında Akademik Makaleler
Kalaycıoğlu, Ersin (2018). “Türkiye’de Demokrasi ve Egemenlik Algısı”, Türkiye Siyasi
Tarihi Dergisi.
Turan, İlter (2017). “Türk Siyasal Hayatı ve Egemenlik Kavramı”, İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Yayınları. - Uluslararası Belgeler
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948) – Halk egemenliği ve
demokratik yönetim ilkeleri.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) – Demokratik süreçler ve halk egemenliği üzerine
hükümler. - Atatürk’ün 23 Nisan ve Egemenlik Üzerine Söylediği Sözler
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli halkın iradesidir.”
“Ulusal egemenlik, milletin namusudur, şerefidir, haysiyetidir.”
No responses yet